Cemal Süreya Sözleri – Kısa, Resimli ve Aşk İle İlgili
Görsel içerik serimize devam ediyoruz. Bu yazımızda sizler için cemal süreya sözleri isimli yayının ilk kısmını yayınlıyoruz. Sizde eklemek istediğiniz sözleri yorum kısmına yazabilirsin. PAYLAŞMAYI UNUTMAYIN 🙂
Cemal Süreya Sözleri
Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık SEVDA’DA boğulur..
Yüreğine giden bir bilet kes, CAM kenarı değil, CAN kenarı olsun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: BİRBİRİNDEN FARKLI RESİMLİ SÖZLER KATEGORİSİNİ İNCELEDİNİZ Mİ ?
Sen bakma bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma, ben çok gülerim. Ve gülerken hiç kimse yalan olduğunu anlamaz..
Öyle güzel bakma bana; Allah yarattı demem SEVERİM!
Biliyorum sana giden yollar kapalı..
Ben senin sevgilin, baban, ağabeyin, arkadaşınım.. Biri bitse biri kalır. Seni hiç bırakmayacağım..
”BENİMSİN” demeden önce ”SENİNİM” diyebilmeli insan..
Sil ağzının kenarını, yine cennet akıyor gülüşünden..
Saat 12 den sonra, bütün içkiler şaraptır..
Öyle bir yere geldik ki, hiçbir sokağın adı yok..
Eksikliğe mi alışmışız, mutsuzluğa mı yoksa..
Kimdir Bu Cemal Süreya?
Asıl adı Cemalettin Seber’dir. 1931 tarihinde Erzincan’da doğdu. (O senelerde Pülümür Erzincan iline bağlı bulunduğu amacıyla Erzincan yazılıyor olmalı). Esasında 1931 Tunceli ili Pülümür ilçesinde dünyaya gelmiştir. Dersim İsyanı sebebiyle mecburi göçe tabi olan ailesiyle sürgüne gönderildi.
1954’te Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümünden mezun olan cemal süreya, okulu bitirdikten sonra maliye Bakanlığı’nda müfettiş yardımcısı ve maliye müfettişi gibi görevler yapmıştır. 1965’te bıraktığı müfettişlik görevine, 1971 senesinde tekrardan yine döndü; 1982’de müşavir maliye müfettişliğini emekli oluncaya kadar sürdürdü. Ağustos 1960 yılında basmaya başlanan Papirüs dergisi maalesef sadece 4. sayıya ulaşabildi. Ve yaklaşık 6 sene sonra 2 sayı daha çıkarabilmişti. 1978’de Kültür Bakanlığı’nda Kültür Yayınları Danışma Kurulu delegesi olarak görevlendirdi. Cemal Süreya, emekliliği geldikten sonra, yayınevlerinde danışman ve ansiklopedilerde düzeltmen olarak çalışmaya devam etmiştir. Birçok dergide makaleleri ve şiirleri yayımlandığını belirtelim. Ayrıca Oluşum, Türkiye Yazıları, Maliye Yazıları dergileri ile Saçak dergisinin kültür-sanat kısmını bir vakit yönetti. Politika, Aydınlık, Yeni Ulus ve Yazko Somut gazeteleri ile 2000’e doğru dergisinde köşe makaleleri yazdı.
İlk Şiirinin Konusu
İlk şiiri “Şarkısı-beyaz”, 8 Ocak Ayı 1958’de Mülkiye dergisini çıkardı. Şiirlerindeki şekil, muhteva ve anlatım özellikleri ile İkinci Yeni akımına dahil olmuştu.. Bu akımın önde gelen şairlerinden biri oldu. Aslında geleneğe karşı olsa bile geleneği şiirinde en güzel kullanan şairlerden birisi olmayı başardı. Kendine has olan tarzı ve inanılmaz yeteneği ile hemen kendini ispatladı. Ayrıca varlıklı birikimi ile, duyarlı, çarpıcı, yoğun, diri imgeleriyle İkinci Yeni şiirinin en başarılı örneklerini herkese göstererek, daima bir adım önde olmuştur. Oldukça karakteristik bir şiir diline sahip olduğunu belirtelim. Canlı halk dilini kullanması, onu okuyucuya nasıl yaklaşacağını çok iyi bilen şairimiz, tarzındaki mizah ve istihza, ona ayrı bir özellik kazandırmaktadır.
Şairin hayatındaki en mühim kırılma noktalarından biri kadersizliktir: 4 kez evlenir, 29 değişik evde oturur. Ölümünden sonra adına bir şiir mükafatı kondu. Feyza Perinçek ve Nursel Duruel, şair üstüne bir biyografik araştırma hazırladılar: Cemal Süreya / Şairin Hayatı Şiire Dahil (2005). 2001’de de Cemal Süreya Arşivi yayımlandı.
İlk Şiirini Ne Zaman Çıkardı ?
Süreya, şiire çocuk yaşlarda ilgi duymaya başladı ve 1953’te siyasal bulgular fakültesinin okul dergisi “Mülkiye”de çıkan “Şarkısı Beyaz”, şairin yayınlanan ilk şiiri oldu. Şiirlerindeki ironiyi meydana koyan Gül” şiiri Yeditepe dergisinde yayınlandığında 23 yaşındaydı. Yıllar sonra, “Bulgucu adam. Belki de ülkemizde tek bulgucu. Çok daha yetenekli bir Mehmet Akif’inkini iç içe geçirin, aşağı yukarı bir Sezai Karakoç fotoğrafı elde edebilirsiniz” diyeceği Sezai Karakoç’la Fakültede yakın dostluk kuran Cemal Süreya “İkinci Yeni” şiirinin öncülerinden biri kabul edildi.
Süreya, Eskişehir Vergi Dairesinde 25 Kasım 1954’te stajyer olarak vazifeye başladı ve Teftiş Kurulu sınavını kazanmasıyla 11 Ağustos 1955’te maliye müfettiş muavini olarak İstanbul’da gitti. Muzaffer Erdost, Nihat Kemal Eren ve Hasan Basri gibi isimlerle yakın dost olan Süreya hem şiirleri hem de makalelerinin yayımlanmasıyla dergi çıkarma kanaati amacıyla girdi. Süreya, 7 Ekim 1958’de girdiği yeterlilik sınavı neticesinde beşinci sınıf maliye müfettişi olmaya hak kazanmasının sonrasında teftiş amacıyla detaylı şehirleri gezdi. Temmuz 1959’da gittiği askerlik vazifesini 31 Aralık 1960’ta tamamlayan Süreya, askerliğini yapar iken fark derslerini sunarak hukuk diploması aldı ve 1 Ağustos 1960’ta “Papirüs” dergisinin ilk miktarını yayımladı.
Gazetelerde Görev Yaptı mı ?
Süreya, ikinci sayısından sonra kapanan dört sayfalık dergiyi, 8 aylık bir aradan sonra yine çıkarsa da bu sefer dergi üç sayı sonra Temmuz 1961’de yine kapandı. Papirüs’ü kapamak mecburiyetinde kaldığında şu şekilde diyecekti: “Bir dergi gibidir benim yaşamım; bu yüzden ölmem, batarım.” Aynı sene içerisinde Maliye Bakanlığı tarafından bir seneliğine Fransa’ya gönderildi. Cemal Süreya, 1964’te İstanbul’a atanmasıyla birlikte artık sadece edebiyata ağırlık vermek amacıyla 31 Temmuz 1965’te Maliye Teftiş Kurulundan samimi arkadaşları Sezai Karakoç ve Doğan Yel ile birlikte aldıkları kararla beraber istifa ettiler.
“Papirüs”ü 1 Haziran 1966’da üçüncü defa çıkarmaya başlayan Süreya, dergiyi Mayıs 1970’e kadar aylık olarak derli toplu bir şekilde okuyucularla buluşturdu. Cemal Süreya, 1971’de Maliye Bakanlığındaki memuriyetine dönerken, İstanbul Hocapaşa Vergi Dairesi, Maliye Tetkik Kurulu, İstanbul Darphane ve Damga Matbaası Müdürlüğü gibi kurumlarda detaylı vazifeler aldı. Mart 1977’de, kurucularından biri bulunduğu “Türkiye Yazıları” dergisinin başına getirilen ve bir vakit sonra bu vaziyeti bırakan Süreya, başmakalelerini yazdığı “Oluşum” dergisini de aynı sene yönetti.
Süreya, Mayıs 1974’ten Temmuz 1978’e kadar “Oluşum” da derli toplu bir şekilde makaleler hazırlamaya devam ederken, 1977’de “Politika” gazetesinin sanat sayfasında hemen hemen her hafta yazdığı içerikler ile “Günübirlik” makaleleriyle gazete yazarlığına başladı. Ardından “Yeni Ulus” ve “Aydınlık” gazetelerinde de yazan Süreya, Kültür Bakanlığı Kültür Yayınları Danışma Kurulu üyeliğinde de aktif olarak görev yaptı.
Cemal Süreya ve Ödülleri
“Papirüs”ü son olarak 15 Mart 1981’de çıkaran Cemal Süreya, detaylı devlet kademelerinde vazife aldıktan sonra 1982 senesinde emekli oldu. Cemal Süreya, ilk kitabı çıktığında kendisinde etkisi olan şairlerin Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday bulunduğunu belirtirken şu ifadeyi paylaşıyordu: “Mısra kurmasını, dile yaslanmasını onlardan öğrendim.” Süreya, şiirin yanı sıra deneme, tenkit makalesi, şiir ve düz makale tercümesi, çocuk kitabı, günce ve derleme de yazdı. Ayrıca makalelerinde Osman Mazlum, Adil Fırat, Ali Fakir, Ali Hakir, Ahmet Gürsu, Hüseyin Karayazı, Birsen Sağanak, Dr. Suat Hüseyin gibi değişik mahlaslar da kullandı.