Sağlıklı Yaşam – Sağlıklı Yaşamanın Sırları

Sağlıklı Yaşam Sırları

Modern çağda yaşam standartlarının ve insan ömrünün artması ile akıllara nasıl sağlıklı ve uzun yaşarım sorusunu getirdi. Uzun ve sağlıklı yaşamın en önemli  kuralı hayatı sevmek. Sağlıklı yaşam herkesin istediği bir şeydir, fakat istesek de sağlıklı yaşıyor muyuz? Aslında sağlıklı olmak kişinin kendi elinde olan bir şey. Öteki önemli kural ise aile hayatımızdaki huzur, aile içi huzur sağlığımızı ve yaşam süremizi ciddi manada etkiliyor.  Uzun yaşamı etkileyen en önemli maddeler bu maddeler ile sınırlı kalmıyor. İşte sağlıklı yaşam ile ilgili herşey burada..

O zaman uzun ve sağlıklı yaşam için püf noktalarına Başlayalım ;

Düzenli uyuyun (sağlıklı yaşam)

Sağlıklı bir hayat sürdürmek istiyorsanız günlük ortalama 7-8 saat uyumaya özen göstermelisiniz. Çünkü bağışıklık sisteminizin dinlenmeye ihtiyacı vardır. Doktorlar eğer başarabilirsiniz alarm kurmadan kalkmanızı tavsiye ediyor. Böylece vücut saatinizi de alıştırmış olacaksınız. Hastalıklara az uyku mu neden oluyor yoksa bu sağlıksız bir yaşamın belirtisi mi henüz bilinmiyor. Gecede altı saatten az uyuyanlar ve günde dokuz ya da 10 saatten fazla uyuyanlar bu kategoride.

Ergenlik öncesinde çocukların gecede en az 11 saat, yeni doğmuş bebeklerin ise 18 saat uyuması gerekiyor. Ergenlik çağındaki çocuklar ise gecede 10 saat uyumalı. Yapılan çalışmalara göre bir kaç gece bile uykusuz kalmanın sağlıklı yetişkinleri prediyabetik duruma soktuğu kanıtlanmıştır. Orta dereceli uyku eksikliği bile bu kişilerin vücutlarının kan glükoz düzeyini kontrol etmelerine zarar veriyor.

Stresle başa çıkabilmeyi öğrenin

Hayatınızda sizi strese sokacak herşeyi kafanızda basite indirgemeye çalışmalısınız. Dolayısıyla, kontrolü o ele almadan önce, siz stresinizi yönetmeyi öğrenmelisiniz. Her şeyi kontrol altında tutabilmeniz gerekir. Yaşamın olağan akışında bazı stresler normaldir ve dahası küçük bir miktarı; alarm halde bulunmanıza, motive olmanıza, odaklanmanıza, enerjik olmanıza ve hatta heyecanlı olmanıza yardımcı olur. Bu enerjiyi etkin bir şekilde kanalize etmek için olumlu eylemler içerisinde bulunun, böylelikle kendinizi daha başarılı ve daha iyi hisseder halde bulabilirsiniz. En basitinden bugün bir toplantınız varsa bu toplantıyı gözünüzde büyütmeyin hatta bazen bu tarz durumları küçümsemenin bile stresi azalttığı öne sürülüyor. Stres dolu bir yaşam sağlıklı olmanızı kesinlikle engelleyecektir, hayatınızda sizi üzecek ne varsa arka plana atmaya özen gösterin.

Sigara ve alkolden uzak durun

Çok klişe gelse bile sigara ve alkol ciddi anlamda sizin düşmanınız. Her ne kadar sağlıklı beslenseniz bile eğer sigara alışkanlığınız varsa kendi kendinize zarar verir ve yediğiniz tüm sağlıklı besinleri hiçe saymış olursunuz. Sigara bilinen en kötü alışkanlıklardan birisidir. Aklımıza gelebilecek birçok hastalığın kökeninde sigara birinci dereceden etken oluşturabilmektedir. Sigara kullanımı sonucu kişi, solunum sistemi hastalıkları, astım, bronşit, zatürre, uyku apnesi, akciğer kanseri, kalp damar hastalıkları ve KOAH gibi birçok hastalıkla mücadele etmek zorunda kalabilir. Aşırı alkol kullanımı ise daha çok karaciğer hücrelerinde yağlanmaya ve siroz gibi çoğu hastalığa sebep olabilmektedir.

Bol su için

Aklınıza her geldiğinde su için. Su, vücudumuz olmazsa olmazı. Beyinde %85, kanda %80, kaslarda ise %70 oranında su bulunmaktadır. Suyun faydaları ise saymakla bitmiyor. Böbrek taşı oluşumunu engellemesinin yanı sıra kolon kanserine yakalanma riskini de %45 azaltıyor. 

 Sürekli su içmek hem cildinizi gençleştirecek hem de toksinleri atmanıza katkı sağlayacaktır.

Temizliğe önem verin

Kişisel eşyalarınızı temiz tutun, ellerinizi olabildiğince yıkayıp mikroplardan arındırın. Evinizi temiz tutun haftada en az bir kez toz alın, süpürün ve silin. Hijyen; sağlıklı ortamın korunması amacıyla her türlü hastalık etkeninin ortamdan uzaklaştırılmasıdır. El hijyenini sağlamada en temel kural, ellerin doğru yöntem ile ve doğru zamanda yıkanmasıdır. El yıkama, günlük yaşantı içinde her şeyden önce kişinin kendi sağlığı için önemliyken; çalışma ortamında, diğer kişilerin sağlığı için de önemlidir

Doğa yürüyüşleri yapın

Tabi ki temiz bir hava kadar güzel bir şey olamaz. Gündelik koşuşturmaların yanında olabildiğince doğa yürüyüşlerine vakit ayırmak oldukça önemli, böylelikle kendinizi gayet iyi hissedeceksiniz. Araştırmalar düzenli yürüyüşün, egzersizin miktarıyla doğru orantılı olarak artan şekilde tıkayıcı koroner kalp hastalığı, kalp krizi ve bunlarla bağlantılı ölüm riskini yüzde 20’den 35’e varan oranda azalttığını ortaya koymuş durumda. Kan şekerinde, kan yağlarında ve kan basıncında yükselme, kilo artışı ve göbek çevresinde artış ile kendini gösteren tablo “metabolik sendrom” olarak adlandırılıyor. Ülkemizde orta yaşta, özellikle de kadınlarda son yıllarda artarak yaygınlaşan metabolik sendrom genellikle diyabet, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği ve insülin direnciyle ilişkili olup kalp ve beyin damarlarında daralma ile tıkanmalara, bunun sonucunda da kalp krizi ve felce neden olabiliyor. Yapılan araştırmalarda düzenli yürüyüş ile bu sendromun geri döndürülebileceği ortaya konmuştur. Kısaca yürüyüşlerinizi artık günlük bir alışkanlık haline getirin.

Her meyveyi ve sebzeyi mevsiminde tüketin

Mevsiminde olmadığı halde yetiştirilen her türlü meyve ve sebzeden uzak durmalıyız. Gıda işleme teknikleri ve doğal tarım kaynaklarının değişmesi ve gelişen teknoloji ekolojik tarımı, hangi sebzenin hangi sezona ait olduğunu bile unutturmuş durumda. Artık her daim her sebze meyveyi raflarda görebiliyor, bir yandan da kokusuz, tatsız yapay ürünler tüketmeye devam ediyoruz. Mevsimi dışında tüketilen meyve ve sebzelerin besin değerleri daha düşük olup, daha pahalı ve lezzetsizdir. Her mevsimde toprak, hava ve değişen iklim koşullarına göre bedenimizin farklı ihtiyaçları doğuyor. Bu nedenle doğanın bize sunduklarını zamanında tüketmemiz gerekir.Çileği ilkbahardan yaz mevsimine doğru, portakalı ise kış mevsimlerinde vazgeçilmez meyve haline getirin.

Düzenli olarak spor yapın 

Düzenli spor yapmak, sizi strese karşı korur ve duygu durumunu iyileştirir. Düzenli spor, vücuttaki serotonin, endorfin gibi mutluluk veren hormonların salgılanma düzeyini arttırır. Bu hormonların salınımı ise, sizi depresyon, endişe, stres gibi negatif durum bozukluklarına karşı korur.

Düzenli spor yapmak, bağışıklık sistemi fonksiyonlarını destekler ve güçlendirir. Bu nedenle, düzenli spor yaparken; enfeksiyonel hastalıklara; mide, bağırsak hastalıklarına yakalanma riskiniz ciddi biçimde azalır.

Kısa bir özet geçecek olursak.. (sağlıklı yaşam)

Dengeli ve Düzenli beslenmek

Çalışkan olmak (çalışmayı sevmek)

Eğitim( Amerika da yapılan araştırmalar sonucu Üniversite mezunları daha uzun bir yaşam sürüyor)

Beyin Jimnastiği (  Beyin sağlığını olumlu yönde etkiliyor)

Gülmek  ( Bol bol kahkaha atın )

Spor Yapmak ( Düzenli spor kaliteli bir yaşamın anahtarı olarak biliniyor)

Sigara ve Alkolden uzak kalmak ( Araştırmalar sonucu sigara ve alkol içen bir kişi hayatından 8 yıl kaybediyor)

Aşk ( Düzenli ve mutlu bir ilişki insan hayatının 7 yıl uzamasını sağlıyor)  ve en önemli madde ise hayata bakış açısı olarak kabul ediliyor. Hayata olumlu yönden bakıp stres ve sıkıntıdan uzak durmak uzun ve sağlıklı yaşamın vazgeçilmez kurallarından birisi oluyor.  Uzun ve sağlıklı yaşamın sırrını merak eden okurlarımız yukarıdaki maddeleri yaşam boyu uygulayarak uzun bir yaşam sürebilirler.

Japonların Uzun yaşama sırlarınıda buraya yazmasak olmaz (sağlıklı yaşam)

Japonya’daki insanların yeryüzünde ki diğer insanlardan daha uzun ve kaliteli yaşadığı bir sır değil. Batılılar dahil tüm dünya bugüne kadar Japonlar’a bakıp bu özelliklerine imrenmiştir hep. Peki nasıl oluyor da 2. Dünya Savaşı’nın bıraktığı yıkımdan bu seviyelere gelmiş durumları. Net bir cevabı yok ama yapılan araştırmalar ile bazı ipucları vermeye çalışacağız.

Öncelikle  Çok fazla sebze yedikleri bir gerçek (sağlıklı yaşam)

Bizim gibi bol şekerli, doymuş yağı yüksek, sağlıksız yemeklerimizin tam tersi Japonların geleneksel yemekleri bolca pirinç, sebze ve balık içermektedir. Buda haliyle vitamin ve mineral eksikliği de çekmiyorlar.

Taze besinler tüketiyorlar (sağlıklı yaşam)

Yiyecekleri gerçekten çok taze ve mevsimine uygun. Tarıma elverişli küçük bir ada olmanın faydalarını burada fazlasıyla görüyorlar. Ne sebze için ne balık için ne de başka şeyler için çok da uzağa gitmeleri gerekmiyor.

Porsiyonları daha küçük (sağlıklı yaşam)

Porsiyon kontrolünün Japon mutfağında ciddi bir şekilde dikkat ediliyor. Bilmeyenler için söyleyelim Japonların katı görgü kuralları bulunuyor. Bunlardan bazıları da yemek çubuklarını dikkatli kullanmak, pirinci küçük tabak veya kaseden yemek, yemeği çok fazla süslememek, yemekleri farklı tabaklarda servis etmek, tabağı tamamen doldurmamak ve büyük porsiyonlar gibi şeylerle pek uğraşmadıkları aşikar.

 Yemeklerini pişirme yöntemleri farklı (sağlıklı yaşam)

Yağlı kızartmalar gibi sağlıksız yöntemlerin Japonların pek adeti olmadığı bir gerçek. Lif oranı yüksek bol bakliyatları haşlama gibi sağlıklı yöntemlerle hazırlayıp balık ve sebzelerin yanına ekleyerek iyice kaliteli bir öğün hazırlıyorlar.

 Çokça sağlıklı çay içiyorlar . (sağlıklı yaşam)

Kahveye kötü gözle bakmasalar da Japonların kültüründe çay bir adım önde geliyor. Japon çaylarının içinde kahveden çok daha fazla miktarda antioksidan bulunmaktadır. Bu en çok da Japonların “matcha” isimli özel (ve pahalı) baharatlı çayı için geçerli diyebiliriz. Bu çay için yapraklar özel yöntemlerle yetiştiriliyor.

yaşamlarında “hara hachi bu” atasözlerinin de katkısı olduğunu söylüyorlar. Bu sözün anlamı ise “karnını %80 doyur”.

 Daha fazla yürüyorlar ve ayakta duruyorlar (sağlıklı yaşam)

Japonya’da aslında araba bir lüks olarak görülmektedir. Günlük rutinleri genelde şu şekildedir: uyanmak, tren istasyonuna yürümek, tren beklemek, trende ayakta durmak, işlerine başlamak olarak sıralayabiliriz… Japonya’da toplu taşıma bir klasik hale gelmiş durumda. Neredeyse herkes bisiklet ve tren kullanması hayatlarına ciddi hareket katıyor. Çalışanların büyük bir kısmı da işlerini ayakta yapıyor.

Dışarıda daha fazla vakit geçiriyorlar (sağlıklı yaşam)

Neredeyse her yere yürüyerek yada bisikletle gitmelerinin yanında bir de bu var. Japonlar genelde birbirlerini eve davet etmek gibi alışkanlaıkları pek yok. Bunun yerine dışarıda buluşup zaman geçiririyorlar. Sosyalleşmenin uzun yaşama etkisi test edilmese de duygusal olarak iyi etkilediği gerçek.

 Temizliğe çok önem veriyorlar (sağlıklı yaşam)

Japonların temizlik konusunda ciddi manada hassas durumdalar. Yaz günlerinde genelde 2 kez duş alırlar. Asırlardır var olan gelenekleri Şintoizm’in büyük bir kısmı saflık, temizlik gibi kavramlardan oluşuyor.

Her sabah radyo eşliğinde spor yapıyorlar (sağlıklı yaşam)

Japonlar ciddi ciddi büyük gruplar halinde toplanıp sabah radyoda bir eğitmenle birlikte egzersiz rutini gerçekleştiriyorlar. Halkın büyük çoğunluğu bu rutine katılıyor ve her kesim için birçok zorluk derecesi bulunuyor.

 Sağlık hizmetleri çok daha ucuz (sağlıklı yaşam)

Bu konuda lafı fazla uzatmaya gerek yok. Japonlar diğer ülkelerin çoğundan kat kat ucuza sağlık hizmeti alıyor, mesela bizde ortalama ömürde bir kere yapılan check-up, onlar için aylık olarak tekrar ediliyor.

Tuvaletleri bizim alaturka tuvaletlere benziyor (sağlıklı yaşam)

Alaturka tuvalet bağırsaklarımız için daha sağlıklı bir pozisyon oluşturuyor. Japonya’da da ülkemizdeki gibi hem klozetler hem de eski tarz tuvaletler hala mevcut durumda.

Kötü alışkanlıklardan, beslenme şekillerinden, çevresel toksinlerden korunarak sağlıklı ve kaliteli yaşam sürmek, ufak gibi görünen ama büyük fark yaratan değişiklerle sağlıklı yaşam mümkün. İleri ki yaşlarınızda kaliteli ve sağlıklı yaşamak istiyorsanız, birkaç öneriyi dikkate almanız gerekiyor.

Sağlıklı yaşamın sırları var mı? Evet, doğru duydunuz! Şu yaşadığımız modern dünyada kötü alışkanlıklardan, beslenme şekillerinden, çevresel toksinlerden korunarak sağlıklı ve kaliteli yaşam sürmek, ufak gibi görünen, ama büyük fark yaratan değişiklerle sağlıklı yaşam mümkün. (sağlıklı yaşam) http://who.int

Peki mutluluun sırrı ile ilgili yazmızı okudunuz mu ? OKUMAK İÇİN TIKLAYIN..